Parçalanmış Gülüşler - Tolga Yazıcı / İdefix.com Kitap Alışverişim

Herkese Merhaba! :)

Safransarı olarak tanıdığım Tolga Yazıcı ve blogunu ilk nereden rastlayıp takip ettiğimi bilmiyorum. Fakat ilk göz atmam da yazdıkları ve şu yazısı ve paylaştığı şarkıyla bende yer eden bloglardan birisidir.

Bolca Kızıl İçerikli Şiir

Parçalanmış Gülüşler adlı kitabını çıkacağını haber verdiğinde çıksa da alsam diye mutlu olmuştum. Fakat bir türlü kısmet olmadı, alamadım, fırsat bulamadım. Ve sonunda kavuştum. Benden önce kargo geldiğinde annem bakmış hemen başladı anlatmaya "Depremde geçen bir olayı anlatıyor vs" dedim anne dur onun heyecanını ben yaşıycam. :D 

Beni zaten etkileyen şeylerden biri de Parçalanmış Gülüşler olmasıydı. Parçalanmış olsa bile gülüşümüz eksik olmasın be. 

Kitabı İdefix.com'dan sipariş ettim. Bir de sevgili Deep'in Frambuazlı Hayat kitabını satın aldım. Ona da başladım. En kısa zamanda o da blogumda olacak. :) İdefix.com alışverişimden memnun kaldım. Almak isteyenlere siteyi tavsiye edebilirim. Kargom 2 günde ulaştı elime. Aldığım zaman indirimdeydi galiba fiyatları şuan değişmiş:

Parçalanmış Gülüşler: 10 tl
İdefix.com satın al

Frambuazlı Hayat: 11 tl idi.
İdefix.com satın al

Tolganın kalemi biraz argo içeriyor. Rahatsız olur musunuz bilmiyorum ama sanki o kelimeler kullanılmasa çoğu cümle çıplak kalacakmış gibi. Gözünüze batmıyor. Burada Derya Ablanın kitabı yorumlarken "her semtin bir üslubu var" cümlesine katılıyorum.

Kitap 5 hikayeden oluşuyor.  Dördünün de tadı damağımda kalır tabirine cuk diye oturuyor. Hikayeler hakkında çok spoiler vermeyeceğim açıkcası. Okurken anlık fotoğraflarını çektiğim kısa yerleri atacağım. :)

İlk hikaye Yiğit Pek'in. Yiğit'in ve arkadaşlarının yaşadığı hayatın gerçek yüzünü anlatıyor. Hikayenin son bölümünde İbo'nun sözünü şuraya yazmak isterdim lakin.. 

* Günümüze baktığımızda Tanrı'nın yerini almaya çalışan o kadar çok bürokrat var ki. Bu hırs ve aç gözlülük yüzünden o kadar canlar yitip gitti ki..

İkinci hikaye Saatçi Nejat Amca. Galiba hikayelerden en sevdiğim bölümü buydu. Film tadındaydı sanki. Hikaye bitince bi "ya hayır ya" oldum.

Selim ve Zeliha'ya duyduğu aşkı, arkadaşları ile işledikleri cinayet, soygun..

* Bazı insanlar sevgisini gösteremez, " seni seviyorum" diyemez, onun yerine " çay içelim mi?" der.

* Biz önceden küçük şeylerle mutlu olan insanlardık. Sonra aklımıza sevda diye bir şey soktular, toparlanamadık..

Üçüncü hikaye Sevişmemiz Gereken Bir Konu Var. Hikayeye geçtiğimde kafamda Yıldız Tilbe'den İki Kadın Bir Adam şarkısı çalmaya başladı. Kahramanımız Sibel ve Dilara arasında kalıyor. Fakat hikayemiz pekte masum değil.

Dördüncü hikaye Karaktersiz Yazar. İç ses konuşmaları bana tiyatrodaymışım gibi hissettirdi. Bütün hikayelerden farklıydı. Hemde bunu okurken yolculuktaydım, ondan mı farklı geldi acaba?

Beşinci hikaye Bütün O. Çocukları Günahsızdır. Son ve can alıcı hikaye.. Hikayenin sonlarında gözlerim doldu gerçekten. Serhat ve Dilba'nın hikayesinde kavuşacaklar mı, neler olacak?  Hikaye Iğdır'da geçiyor ve istatistiklere yıkıldım diyebilirim.. 

İyi ki okumuşum dedim. Sanki Tolga oturmuş bize hikayeler anlatıyor gibiydi. Samimiyetini hissettirmiş. 
Arada kattığı şiirler ayrı bir tattı. .
Çabucak bitirdim ve tavsiye edeceğim kitaplar arasına girdi. Arkadaşıma verdim okumaya başladı bile. :)
Gönül isterdi ki Tolga'nın imzası olsun ama olsun artık. :)

Siz bu kitabı okudunuz mu? Eğer hala tanımıyorsanız Tolga Yazıcı'nın blogu şurası:
http://gonulsokak.blogspot.com.tr/